otarafa: Oleg Dou butarafa: 28 Mayıs-3 Haziran 2 Room's da fotoğraf sergisi.
869 

cevap ver  fishilse   18/05/07

boole mail gelmiş 

Sinan Aygün'ün çağrısı...

ARKADAŞLAR BUNU YAPMAK ZOR DEĞİL.

BEN YAPTIM. GEÇEN HAFTA 2 AYLIK FİŞİMİN HEPSİNİ ÇIKARTTIM VE ERİNMEDEN HESAPLADIM. YANİ
DANONE YERİNE SÜTAŞ, NİVEA YERİNE ARKO ALMIŞIM VS.

 

2 AYDA 900 YTL PARAM TÜRKİYEDE KALMIŞ ,TEK BAŞIMA OKADAR SADECE 100 KİŞİ DÜŞÜNÜN.....

 

ATO'dan tüketiciye '869' çagrisi

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, ithal ürünler yerine

 

Barkodu '869' ile başlayan yerli malı ürünleri satın alma çağrısı yaptı..

Aygün, tüketim malı ithalatına giden her 6 bin 500 dolarınTürkiye'de bir

kişiyi işsiz bıraktığını belirterek, '869'u al, çocuğun İşsiz kalmasın'

 

dedi.. Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, yabancı markalı Ürünlerin market

raflarını istila ettiğini ve ithal ürün tüketimi Nedeniyle Türkiye

ekonomisinin çıkmaza girdiğini kaydetti.. Aygün, bir ürünün Barkoduna

 

bakarak hangi ülkeye ait olduğunun anlaşılabileceğini anımsatarak, Türkiye ekonomisinin
kurtuluşunun 869 rakamında gizli olduğunu savundu.. Aygün, şöyle konuştu: 

 

'Türkiye ekonomisi bugün güçlü ekonomiler karşısında bağımsızlık savaşı veriyor. Bu
savaşta parolamız 869'dur.

Yani Türk'ün şifresi 869'dur.Savaşı kazanmak ve başı dik gezmek istiyorsak ülkemizin
ürünlerine sahip çıkalım. İthal ürünlere verdiğimiz her kuruş, ekonomimizi çıkmaz sokağa
götürüyor, yerli sanayinin bacası tütmez oluyor.

 

Gençlerimize istihdam yaratılamıyor. Yerlisi varken yabancı mal almak, kıt

kaynaklarımızın dışarıya gitmesi ve yatırımların azalmasıdır. Azalan 

yatırım, çoğalan işsizliktir.'


Keywords:ekonomi
Kategori: diger
cevap ver  bela   18/05/07
Bunlar illa göründüğü
gibi de olmuyor, mesela
Tikvesli de Danone'ye ait.
cevap ver  spacialcase   18/05/07
iç-mihrak sloganları atasım geldi birden:
"hamaset mülkün temelidir"

tüketim üzerinden politika belirlemek de modern zamanların bir başka garipliği,
"tuketiciyim, hakkım var, gücüm var" aymazlığı (birileri de 19 mayısta gazete almayacakmış) 
bunlar tabii ki göründüğü gibi değil, basit değil.
sokakta karşımıza çıkan 4x4'leri sutaş, danone, sinan
aygun almışsa ne oluyor o zaman? tabii herkesin midesinin bir
sınırı var da, iki ayda 900 lira az degil mi sinan bey...
ya da yıllarca koçun sattığı ve ineklein yediği samandan arabalarda öldü bu millet, devlet
eliyle yerli sermaye birikimi yapılacakmış diye, noldu, koç gidip çinde fabrika
açıyor, inek noldu, dağa kaçtı dağ noldu yandı bitti kül oldu 

düzen kapitalist olunca yerlisi de aynı yabancısı da...
para olmazsa kimse ne sutas ne danone veriyor, para yapacagiz diye girmedigi
kılık kalmadı reel belediyelerin, reel ordunun, reel siyasetin reel halkın... 

diğer iç mihrak sloganları da şöyle
"vatan bir düdüktür noktayla çalınamaz."
"ali copu tut!"
"cühela fışkıracak toprağı sıksan cühela"
"türk! övün övün övün övün övün övün övün..."
"geldikleri gibi güderler!"
"hafıza-i beşer isyan ile makuldür"
"her ney vatan için???"
"huzur isyandadır."
"imtiyazsız sınıfsız kamaşmış bir kitleyiz."
"köylü milleti efendisizdir."
cevap ver  spacialcase   18/05/07
ayrıca su da var
http://www.extramucadele.com
http://www.extramucadele.com/default.asp?RID=92&sira=0&KID=4

cevap ver  spacialcase   18/05/07
(...) SSK tartışmaları sürerken işçilerin % 54’ünün sigortasız çalıştırıldığını ve bu
durumun da SSK’nın mevcut sorunlarının temelinde yattığını rapor etmek
maalesef Ankara Ticaret Odası başkanı Sinan Aygün’e düştü. “Sigortasız işçi
çalıştırıyorum ama bir sor niye?” diyen Aygün asıl derdini de “Güvencesiz çalıştırma
Türkiye’deki ana biçimdir, bu durumu yasallaştırarak kayıt altına alın” diye
özetleyebileceğimiz bir açıklamayla duyurdu. Aygün, "Türkiye'de insanın zengin olanını
sevenler, işçinin de sendikasız ve mümkünse sosyal güvenliksiz olanına bayılırlar,"
demiş olabilir (olmayabilir de)...

http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=1249
cevap ver  spacialcase   19/05/07
kim neye karşı durmuş da duruyormuş, bu da var tabii..  bu adamlar iktidardalar zaten,
türkiye'de insanına değer vermeyen, çoluğu çocuğu okulda orduda hamasetin
lime lime kıyımından geçiren, insanları açlıkla terbiye eden, kamuyu, kamu kaynaklarını
ve yetmezmiş gibi milletin genelinin üretim gücünü ve potansiyelini
ve alım gücünü sorgusuz sualsiz hesapsız kitapsız iç eden, rantiyeci,
işçisine çorbayı sağlığı çok gören bir ideolojinin mimarları değilse bile
sağlı sollu taşeronları. iktidar manyakları. bu kampanya çağrısından
benim anladığım şu: alın bizim izbe işliklerde çevreyi mevreyi takmadan vergi vermeden
yaptırdığımız -ya da monte ettirdiğimiz- standart yoksulu malımızı, sizden
başkasına satamıyoruz biz bunları, işçimizin alacak parası yok zaten (alın
yahu, çocuğun okul taksidi var, hem araba lazım, benzin lazım, armada lazım, lazım oğlu
lazım).
hem danone sabancı'nın ortağı değil mi, yaban ellerde mi yapıyor üretimini, hatta baksak
869'lu bir dolu teşekkülden daha fazla vergi veriyordur danone, vermiyor da olabilir
tabii, verse ne olur vermese ne olur o ayrı. 
her şeyden öte, insan düşünen, üreten bir varlıktır, öyle bir tanımı da vardır yani,
tüketen bir varlıkın siyasetinden ne olur?
bu türden Ayşe teyzemsi reçetelerle ya da fransız malları almıyoruz!
italyan malı almıyoruz! danimarka malları almıyoruz! çin malı almıyoruz! gazete
almıyoruz! vb siyasi kampanyalarla herkese türk malı aldırılmasında
bir çözüm gören zihniyete baştan şundan dolayı kılım: türkçülüğün içi
boş mysterium tremendum halinde herkesin kendi aklıyla düşünmesine olanak tanıyan, hatta
düşünme yolunda adım atmaya doğru götüren bir yol, bir çıkış göremiyorum şahsen, ve
benim için bu küreselleşmeden de,küresel ısınmadan da, çin malı istilasından da
daha büyük ve daha yakın bir tehdit.
kimlerin duyarlılıkları nerelerde patlıyormuş diye bakarsak eğer...
http://www.birgun.net/bolum-64-haber-34396.html#haber_basi
bütün dünya malları türk malı olsun!
cevap ver  ander   19/05/07
arkadaşım, öfken yersiz
diil. ancak yukardaki
yaklaşım araştırmacı bir
metod sunma açısından
yararlıdır. elbette
ekonomi politiği
ideolojiden ayrı düşünmek
yanlışdır ancak yukardaki
yaklaşım bir karşı duruş,
direniş sergileyebildiği
sürece bir metod olmaya
adaydır. bunun burda
kalmaması lazım o ayrı
fakat çattığın nokta kafa
karışıklığı yaratmakdan
öteye gitmiyor ve biraz
seninde kafan karışmış gibi.

sendika hakkında
yolladığın makale faydalı
oldu bana teşekkürler.
cevap ver  ander   19/05/07
misal, belanın verdiği
örnekdeki gibi -küçükde
olsa- bir sahiplik yapısı
aslen sınıf çatışması
örneği değilde nedir.
saygılar
cevap ver  spacialcase   19/05/07
zinhar, öfkeli değilim, bana ne zaten çoğu zaman sütaş mı danone mi alsam diye bir tercih
yapabilecek durumda olmuyorum, hangisi daha ucuzsa onu alıyorum, o yüzden bu türden bir
direniş, karşı duruş benim elimdeki olanaklardan biri olmayabiliyor, olmasın da zaten.
direnişin, karşı duruşun, neye karşı olduğu şöyle açıklanmış açıklamada:
"al ki çocuğun işsiz kalmasın". işsizlik bir tehditse, bunun bin türlü
nedeni ve yüz bin türlü -gerçek- çözüm yolu var, işsizliği doğuran,
besleyen büyüten (ve asla ideolojiden bağımsız olmayan) ekonomi-politik
içerisinde ve bu açıklama esasında türk malı alarak işsizliğe çözüm üretilecekse, tatlı
rüyalar. dünyadaki pek çok diğer ülke gibi türkiye de ürettiğinden
fazlasını tüketiyor, bir şekilde borçla yaşıyor, bir şekilde de ölmüyor,
ama sürünüyor. yani 6500 dolar dışarı gittiğinde bir kişi işsiz kalıyor
gibi bir hesaplama bir bakış açısıyla filin bir noktasına barnak basmış
oluyorken başka bir bakış açısından, külliyen uydurma, haydan gelen huya gidiyor.
benim takıldığım noktanın sınıf çatışmasıyla filan alakası yok, yine de
elindeki olanaklarını  kaybetmek istemeyen orta sınıfın cinnetinden söz
edebiliriz: bilinen mülkiyet, üretim ilişkileri, sınıf çatışmalarına ("hattı 
sınıf savaşı yoktur, sathı sınıf savaşı vardır. o satıh bütün vatandır + tv +
internet", o ayrı) ek olarak toz duman halindeki küresel ekonomide oyun oynamayı
beceremeyen, bağımlılık nedeniyle korumacı politikalar tükenince korunanların panik
hali... ama kimseye gerçekten olanak filan yarattıkları yok bu işgücü piyasasında (ayda
390 liraya çalışanların ne gibi olanakları olabilir, olsa olsa çalıştıranlar kendileri
için olanak istiyorlardır: baksanıza adam yoğurda kreme o paradan fazlasını vermiş
bir ayda)...
asıl şu: "dil" kullanımına takılıyorum bir zamandır. dil mi toplumu biçimlendiriyor,
toplum mu dili, tartışılır, ama yukarıdaki türden bir açıklama insanın gözünün
içine baka baka yalan söyleyen, bilgiyi değil hamaseti esas alan,
düşünceyi değil duyguları harekete geçirmeyi hedef alan, düpedüz poronografik bir
açıklama. maruz kaldığımız bu dil nihayetinde herkesleri dilden, düşünceden, insan
gibi (ne demekse) yaşanır bir dünya için kafa yormaktan (olanaktan) dışlıyor hale
gelmedi mi bir zamandır? yani, tek ben miyim deliren?
bizden de saygılar...
cevap ver  kazımkanat   19/05/07
yok, tek değilsin
ben de varım 

ayriyetten extramücadelenin afsiyon mamülleri, birgün gazetsenin yaldızlı 
tantanaları da beni delirtiyor.

çikita muz yiyemeden mutlu mesut göçüp giden cocukların torunları
hala yanlış sorulmuş Maveraünnehir nereye dökülür sorusuna doğru 
cevaplar vermeye çalışıyor

yanlış sorulara doğru cevap verilmez

boşvermek lazım

açıklamanın pornografik olduğu da söylenemez
zizek in kullandığı anlamda kullandığını tahmin ederek söylüyorum

cevap ver  c   20/05/07
bütün dünya çin malı kullanıyor da para çine mi gidiyor?
cevap ver  spacialcase   30/05/07
Başbakanlık'taki çay
ocağında asgari ücretle
sigortasız çaycı
çalıştırıldığı ortaya
çıktı. İşletmeci Çetiner:
Günlük yevmiyeyle
çalıştırıyoruz sigortaya
gerek yok. Mali Müşavir
Zeyrek: Bir gün bile
çalışsa sigorta zorunlu......
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=222679
30/05/2007 (274 kişi okudu)


boşlukları doldurun


bunlara da göz atabilirsiniz:

otarafa: Oleg Dou butarafa: 28 Mayıs-3 Haziran 2 Room's da fotoğraf sergisi.

iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları