|
otarafa: The Impossible Art Of Li Wei | butarafa: so long hofmann |
1 mayıs türkiye polis bayramı
cevap ver
kaderimizbuysacekerizcem
01/05/08
|
|
cevap ver
kazımkanat
02/05/08
|
içinden pink floyd çıkmış bir ülkede o müziği dinleyerek büyümüş birinin istanbul valisi olmasına kadar bekliyeceğim ingilizce bilmeyen bir başbakanın en sevdiği şarkılar arasında "my way"in olması (yani adam o kadar ego santrik i did it my way deyince ürperiyor herhalde) ne kadar garipse dün ki olaylar da o kadar garip ama kimse lan bu ülkede kültürel anlamda ne oluyor demiyor- kapıcılar lcd ekran peşinde falan ayrıca komünistlere de kendini emeği ile ifade eden insanlara da bi o kadar kılım insan kendini tüketim tercihleri ile ifade etmeli emeği ile değil neyi ürettiğin önemli değil neyi tükettiğin önemli bu daha insancıl insancıllık önemliyse tabi |
cevap ver
kazımkanat
02/05/08
|
pardon apartman görevlileri |
cevap ver
jouissance
02/05/08
|
üretim ve emek olmadan neyi tüketeceksin bay hominigırtlak kültür abidesi yemek yediğin lokantanın mutfağındaki şef sana lezzetli yemekler yapmasa, birisi o lokantanın sıçtığın tuvaletini temizlemese, kafayı çektiğin barda birileri pisliklerini temizlemese ne olurdu. |
cevap ver
kazımkanat
05/05/08
|
cok fena olurdu muhtemelen ya daha az para öderdim ya da başka bir yere giderdim aslında aynı seyi söylüyoruz ben üretimin kötü birşey olduğunu söylemiyorum tüketim daha önemlidir diyorum kendini emeği ile komi olarak ifade eden birinin mutlu olabileceğine inanmıyorum o kadar. hele ki türkiye gibi köylü mü işçi mi sınıfsal ayrımı belli olmayan ülkelerde emek lafını kullanırken daha dikkatli olmak gerek ne yani memur ya da danışmanlık şirketlerinde mimarlık ofislerinde yüksek maaşlarla çalışanlar başka bir yerini mi satıyor. türkiyede işçi bi bakarsın yarın faşistin (kim olduklarını herkes biliyor) yanında olur ertesi gün liberalin bence bir kimlik olarak işçi değil ama düşük gelir elde edenler bir araya gelmeli kim olursa olsun, hayır demeliler vasıfsız olabiliriz (ya da sebepleri ne olursa olsun) ama bu bizim suçumuz değil demeliler daha verimli bir üretim-bölüşüm yçöntemi bulun bu gelir dağılımının durumu ne arkadaş düzeltin bunu üniversiteleri paralı vesaire yapmayın bize un da yağ da kömür de verin ama okumayı paralı yapmayın demeleri gerek su iki konuşmayı türkçeye çevirmek isterdim ya da bu seriyi |
cevap ver
kaderimizbuysacekerizcem
05/05/08
|
Tam da bahsettiğin şekilde lcd televizyon peşine düşülmesini sağlayan pek çok araç var, kabaca işkencehaneler, olmadı ideolojik araçlar... Sanırım esasen "gayrımaddi emek" mefhumundan bahsediyorsun. Bu konuyla ilgili kör’de tartışmalar döndüydü de Ulus Hardt ve Negri’den geçip herkesi e havale ettiydi. Konu hakkında Aras’ın yazısı var, Türkçe, bir de bu yazıda bahsedilen Emrah’ın yazısı, adresinde, aslında başka yazılar da var altında. Bir de başka bir film, müziklerini John Zorn yapmış (Film Woks XVI) |
|
cevap ver
kazımkanat
06/05/08
|
bu kadar komplike ve uzun bir mevzudan bahsetmediğimi zannediyorum ben sadece tüketim şekilleri birbirine benzer insanların bir araya (ki bir araya gelmek bana cok ters) gelmesinin daha insancıl olduğunu söylemeye çalışıyorum bir nevi tersten bakıyorum kendimizi ifade etmemizin daha etkili bir yolu diye düşünüyorum. |
|
tüketim üretim birbirinden ayrı düşünülebilecek şeyler değil. üretirken zaten tüketiyoruz ve dahası tüketirken de üretiyoruz. 60lardan beri denen şu var: tüketim biçimine göre yorumlanan bir hayattan bahsedilebilinir deniyor. ama bu üretimi bir kenara atmak demek değil. aksine bence bahsi geçen yüksek maaşlı memurlar veya patronlar vs hakkaten de başka bir yerlerini daha satıyorlar ki bu yer de öyle hafife alınacak bir şey değil. işçi memur köylü cart curt bunları birbirinden ayrı gösteren şeylere bakmak lazım.. sınıf dayanışması mühim ve eksikliği türkiyenin kanayan yarası. pek de öyle kolay hallolcak bir şey gibi gözükmüyor. bir bruce lee filminde dediği gibi "fight not the enemy, fight the image". |
cevap ver
kazımkanat
06/05/08
|
elmalarla armutları toplamayalım diye mi üretim ile tüketimin birbirine yakın seyler olduğunu söylüyorsun? bence zevkle yaptığın eğlendiğiğn seyleri yaparken emek sarf etmezsin ama üretebilirsin de üretimin için para ya da diğer değişim araçları elde edersin edemezsin o ayrı bir konu elektronik müzik tüketen bir ereğli demir çelik fabrikası emekçisi ile semah takipçisi divriği demir çelik emekçisi arasında tonlarca fark olması gerekir benzer bir durum fakat ters açıdan bethofın ile kenan doğulu arasında da vardır bence ikisi de müzik üretir ama başka kategorilerin insanıdır biliyorum çok uzattım can sıktım ama kendimi ifade etmeye cok ihtiyacım var ps. emek üretim tüketim birbirlerinin karşıtı seyler değil elmalarla armutları toplamayalım diye söylüyorum |
|
kendini ifade eden insanlara cok ihtiyacimiz var |
|
birbirine yakın şeyler demiyorum, ayrı düşünülmemeli diyorum. üretirken zaten tüketiyor, tükeniyorsun. üretimin ardından ya da evvelinde gelen tüketim süreci de nasıl ürettiğin, kendini nasıl tükettiğinle alakalı diyorum. aslında bu gayet kolay, insanın kendisinde de takip edebileceği izdüşümsel olduğunu iddia edebileceğin bir şey. marxı kendi ağzından okursan demek istediğim daha kolay anlaşılır. böyle diyince de hemen etiketi yersin ama ne bilim bi şiir ya da bilim kurgu kitabı okur gibi de okunmaya müsait. bir zararı olmaz. grundrise, alman idealizmi ya da kapital, fark etmez. elma armut diil, çikolata bunlar çikolata.. |
cevap ver
kaderimizbuysacekerizcem
07/05/08
|
yukarıdan, aşağıdan, geçmişten, gelecekten, aynadan tersten bakmak, hangisi acaba... bir takım verileri sabit kabul edip konumlanmadan böylesi karşılaştırmalar yapılabilir mi: her insan bir olasılık değil, her olanağa sahip, olmuş, bitmiş, iradesi kendinden menkul, neyse ne bir varlıktır; birbiriyle karşılaştırılabilirler, birbirlerini birebir ikame ederler ve aynı şekilde, her meme birbiriyle karşılaştırılabilir, birbirlerini birebir ikame edebilir birer birimdir ve değerleri sabittir ve apollon diyonizos’a yeğdir, kesin. bu bakış açısından bağımsız, aslında sakallıyla aynı şeyi hayal ediyorsunuz galiba: sabah balık tutan, öğlenleyin üreten, öğleden sonra evinde şiir, eleştiri, deneme yazan çokyönlü, aşmış, üretken insan ve bu insanların yaşadığı toplum. mümkün tabii. ters bakış acısıyla borges insanların üç yüz yıl yaşayıp hakkıyla ancak üç kitap okuyabildikleri bir dünya yaratmıştı, vonnegut da nanoçinlilerin kazayla burna kaçarak iflah olmaz bir hastalığa sebep olup yıkımı başlattıkları, hi ho. |
cevap ver
jouissance
07/05/08
|
atlasa bakıp bir ülkenin konumunu, dağını,tepesini, başkentini öğrenebilirsin. ancak bildiğini söyleyemezsin. okuduklarından ancak öğrenir ama deneyimleyemezsin. neyse işte adam komi olsun kapıcı yada orospu farketmez. lcd televizyonda ister, masajlı yatakta. gel gör ki insanlar hakkettiğine inandığı şeyler için mücadele etsin. hakettiği şekilde lokantada servis yapılsın. hakettiği şekilde sokakta yürüsün. aşçı,öğretmen,müdür,mimar her ne olduğu önemli olmasın. ama konfor içinde ve rahat bir hayat yaşasın. neyse işte deneyimlediğim ve bildiğimden emin olduğum şey şudur. okuyup okuyup, izleyip izleyip (ki lcd de daha iyi bide kristaleri çıkmış) bakıp bakıp ahkam kesmek, söz söylemek, teoriler çeşitlemek kolay. hayat zor. beklentisi nedir hayattan insan dediğin mahlukatın. mirasyedi olsaydım keşke. ve bu yazılanlar, söylenenler, şiirler şarkılar falan skimde bile olmasaydı. |
cevap ver
kazımkanat
08/05/08
|
bunları uzun uzun sarhoş kafayla cok daha etkili bir şekilde tartışabiliriz marksın dediği seyi anlamakla birlikte pratik hiçbir önemi olmadığını söylemeye çalışıyorum sana miras kalsa çöpçü olur musun? ürettiğinle tükettiğin birbirine mi geçer sınıf bilinci oluşurken tüketim cok daha doğru bir kavram gibi geliyor bana bu konuyu uzun uzun anlatmak istiyorum çünkü ikna edici açılımları var her neyse aşağıdakileri maytabına yazıyorum There is no greater impotence in all the world like knowing you are right and that the wave of the world is wrong, yet the wave crashes upon you. Norman Mailer The capacity of human beings to bore one another seems to be vastly greater than that of any other animal. H. L. Mencken |
cevap ver
kaderimizbuysacekerizcem
08/05/08
|
false consciousness derim de başka birşey demem o halde -hamdolsun halkımızı ideolojilerden uzak tutuyoruz, kadınları da feminizm ideolojisinden, hem dünyanın en büyük fıskiyesi ankarada |
cevap ver
jouissance
09/05/08
|
cevap ver
kazımkanat
21/05/08
|
tutamadım kendimi kızım sana söylüyorum ander sen anla bakın şimdi türkiyedeki bütün devrimler tüketim alışkanlıklarını değiştirmekle ilgilidir türkiye röptaşambır giyince modern- burjuva olabileceğini zanneden kerizlerle doludur bi bakıma da haklıdırlar adam devlet memurudur ve cocuğu salinger okuyunca mutlu olur nedense türkiye değişmez arkadaş (adam -röptaşambırlı olan-gününü gün ediyor uluslararası entelijansiyaya ayak uydurmaya çalışıyor) söyle ki 100 sene önce de camiyle asker kapışıyordu şimdi de öyle -100 sene öncesine bakıp üzülmeyin sonra - burjuva yoktur ki o burjuva daha işçi çalıştıracak da o adamlar işçi bilincini geliştirecek de marksist olacak da (bi de illa sosyalist olması gerekmiyor o işçilerin- zengin ülkelerdeki işçilerin fakir ülkelerdeki işçileri aldıkları yüksek maaşlarla sömürdükleri yolunda ciddi iktisadi teoriler vardır- arkadaş bi sormak lazım isviçredeki işçiler nasıl o kadar maaş laıyor diye- anlabiliyor muyum? o trenler kaçalı nerdeyse asır oluyor biz daha işçi yetiştirecez onlara bilinç yükleyecez sonra da marksist olucaz diğer dünya vatandaşları da keriz gibi silikon vadilerini inşa ede dursunlar cok salak adamlar vallahi bırakın kuzlarım allahınızın aşkına kerizlik etmeyin merak edenlrere tek tek anlatıcam bunları büyük bir kalabalık içinde aşık olduğun tek bir kişiyi rahatlıkla seçebiliyorsan bu kendini emeğinle ifade eden bir işçi olduğun için değil sonuna kadar tüketmeye hayran bir insan olduğun içindir. fırsat varken neye benzediğ belli olmayan bu toplum içinde sıyrılıp çıkın bırakın bu marks havalarını müzikler yemekler kitaplar coğrafyalar zamanlar tüketin yeah! |
cevap ver
kaderimizbuysacekerizcem
22/05/08
|
bir istifa: "In the game of life and evolution there are three players at the table: human beings, nature, and machines. I am firmly on the side of nature. But nature, I suspect, is on the side of the machines." George Dyson ve bir yuvarlak delikleri küplerle tıkamaya çalışma çabası: |
|
cevap ver
kazımkanat
23/05/08
|
mersi ama herşeyi açık etmenin hiç de cazip olmadığını belirtmeliyim erotizmi kaldırınca pornodan başka bir şey kalmıyor sizlere "erotizm, oyun, gerçek hayat ve porno" başlıklı makalemi hediye etmek istiyorum |
cevap ver
kaderimizbuysacekerizcem
23/05/08
|
evet, porno gibisi belki abartılı da, steteskopla doktorculuk oynar gibi olmuş bu başlık, hiç eğlenceli değil, ilaçlı gazoz gibi olmuş. o değil de, bu bir mayısta vatandaşların sivil olsalar zevkle yapacakları şey için para alarak yıldızlaşmalarının ötesinde, disk başkanının başkan olmasa zevkle yapacağı şey için para alıyor olarak yıldızlaşması: kırık dökük binanın tam önünde, kendisini telefonla aradığı için arzu hanıma kamera karşısında tam beş dakika teşekkür etmesi, çarpıcıydı, beni çarptı yani. halbuki |
|
"insan kendini tüketim tercihleri ile ifade etmeli emeği ile değil neyi ürettiğin önemli değil neyi tükettiğin önemli bu daha insancıl insancıllık önemliyse tabi" ne desem boş! bunu diyebilen adama ne dense boş! bomboş! tınnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn |
|
düşündüm de... ilk yazdığım için özür dilerim. tüketimin ifadesi de böyle oluyor demek ki, tıntın geliyor ilk anda kulaklara. merhaba ben kendimi lewis ile ifade etmek istiyorum, ve eti çubuk kraker ve beatles dinlerim ve et yer, stephen king ve karl marks okur spielberg izlemeyi severim. arkadaşlarımla bira tüketirim haftasonlarında, ifadeyle alakası yoktur işimin ya da hayatımın ama kendimi ürettiğim ve işim üzerinden tanımlarsam rahatsız olacağımdan biram üzerinden tanımlamayı tercih ederim. laikimdir. bana layık olunuz, üstünüze balınıza dikkat ediniz, neyi tükketiğinizle ölçüleceksiniz, beymenden giyinelim, beymenden düşünelim. bey man, moderin türkün ifadesi beyyyyyyyy mennnnnn din di digid gdid dgin ginnnnnnnnnnn gonnnnnnnnnnnnnnnnnnnn |
boşlukları doldurun
bunlara da göz atabilirsiniz:
|
otarafa: The Impossible Art Of Li Wei | butarafa: so long hofmann |
iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları |