![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|
![]() |
otarafa: Leman'ın kapagı | butarafa: habereyorum |
Şifreci mühendisler öldürüldü mü?
|
3 mühendisin birbiri ardına ölümünü şüpheli bulan mahkeme, soruşturmanın yeniden
yapılmasını istedi ASELSAN'ın ölü bulunan ODTÜ'lü mühendislerinden Hüseyin Başbilen'in ölümünün yeniden araştırılmasına karar verildi. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı, Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi. Başbilen'in aile avukatı Birgül Güven, "Mühendisler NASIL ÖLDÜLER? ODTÜ mezunu Makina Mühendisi Hüseyin Başbilen: Geçtiğimiz yıl 7 Ağustos günü Pursaklar Ayancık yolu üzerinde otomobilinde bileği ve boğazı kesilmiş halde ölü bulunmuştu. Başbilen'in bileği ve boğazındaki kesikler ile 'elveda' başlıklı mektubu, ölümün intihar şeklinde gerçekleştiği yönünde olmuştu. Ancak ailesi ASELSAN'da önemli projeler üzerinde çalışan Başbilen'in intihar ettiğini düşünmüyordu. ODTÜ mezunu Elektrik Mühendisi Halim Ünsem Ünal: ASELSAN'da bir süre çalıştıktan sonra 2000 yılında görevinden ayrılan mühendis Ünal, 17 Ocak 2007 tarihinde, Eymür Gölü kenarında ölü bulundu. Kafasından aldığı tek kurşunla öldüğü belirlenen Ünal'ın intihar ettiği yönünde rapor verildi. ODTÜ mezunu Elektrik Mühendisi Evrim Yançeken: 26 Ocak 2007'de Batıkent'teki oturduğu binanın 6. katından atlayarak intihar ettiği ileri sürülen Evrim Yançeken, olay yerinde hayatını kaybetmişti. ASELSAN'da görev yapan Yançeken'in psikolojik sorunları olduğu ve intihar mektubu yazdığı ifade edilmişti. SORUŞTURMA GENİŞLETİLECEK Kamuoyuna ilk kez Hürriyet'in duyurduğu ASELSAN'lı mühendislerin ölümünün üzerindeki şaibeler bir türlü kalkmıyor. ODTÜ'lü 3 mühendisin art arda ölü bulunması, Türkiye gündemine bir anda otururken, ölümler Meclis gündemine dahi taşınmıştı. 7 Ağustos 2006 tarihinde Ankara Ayancık yolu üzerinde otomobilinde sol el bileği iki ve boğazı 20 santim kesilmiş halde bulunan Hüseyin Başbilen'in (30) ölümüyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı "intihar" kararı vererek dosyayı kapattı. Ancak, oğullarının intihar etmediğini ve kuşkularının olduğunu söyleyen Başbilen ailesi, avuklatları Birgül Güven aracılığıyla, Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren Sincan mahkemesi, başsavcılığın aldığı "intihar" kararını bozdu ve soruşturmanın genişletilerek incelenmesini talep etti. Mahkemenin bu kararı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na da gönderildi. ÖLÜMLER ÜZERİNDEKİ ŞAİBE KALKMALI Ailenin avukatı Birgül Güven, Başbilen'in ölümü üzerinde şaibe olduğunu düşündükleri için kararın bozulmasını talep ettiklerini ifade ederek hurriyet.com.tr'ye şöyle konuştu: "Soruşturmanın genişletilmesinde nasıl bir yol izleneceği konusunda henüz bir fikir sahibi değiliz. Ancak taleplerimiz arasında, Başbilen'in telefon kayıtlarının geçmişe yönelik tamamen incelenmesi, bilgisayarlarının en ince ayrıntısına kadar kontrol edilmesi ve ASELSAN'da yaptığı görevlerin ayrıntılarıyla incelemeye alınması da vardı. Mühendislerin art arda intiharlarının üzerinde bir şaibe olduğunu düşündüğümüz için bu başvurumuzu yaptık. Mahkemenin izleyeceği yola göre yeniden otopsi yapılması da gündeme gelebilir. Bekleyip göreceğiz." OĞLUMUZUN İNTİHARINA İNANMIYORUZ Anne Kezban Başbilen, oğlunun intahar etmediğini düşündükleri için mahkemeye itirazda bulunduklarını hatırlatarak, "Yargı bu olayı yeniden incelemeye aldı. Kararı bizler de merakla bekliyoruz. Biz ilk gün olduğu gibi bugün de oğlumuzun intihar etmiş olduğuna inanmıyoruz" dedi. ADIM GİBİ EMİNİM HÜSEYİN ÖLDÜRÜLDÜ Başbilen'in ikiz kardeşi Hasan Başbilen İSE, kardeşinin intihar etmediğini, “öldürüldüğünü” yineledi. "Hüseyin'in ölümüyle ilgili aklımıza her şey geliyor" diyen ikiz kardeşi, kamuoyunda yapılan spekülasyonları da eleştirerek, "Bazı gazeteler, Hüseyin'in ölümünü Mossad ve CIA'ya bağladı. Biz bu kadar net ve açık konuşamıyoruz. Ama her şeyi de düşünüyoruz. Sonuçta devletin çok önemli projelerinde çalışan üst düzey bir isimdi. Onunla her zaman gurur duyacağız" dedi. OĞLUN ASELSAN'I ÇOK SEVİYORDU 26 Ocak 2007 tarihinde Batıkent'te oturduğu binanın 6. katından atlayarak öldüğü belirlenen yine ASELSAN'ın başka bir mühendisi Evrim Yançeken'in (26) annesi Melek Yançeken ise oğlunun bu kurumda çok mutlu olduğunu ve çalışmak istediği tek yerin ASELSAN olduğunu söyledi. Oğlunun ölümüyle ilgili konuşmak istemediğini söyleyen anne Yançeken, "Acımız çok yeni. Ancak oğlumun hayali her zaman ASELSAN'da çalışmaktı" dedi. 3 MÜHENDİS TE ŞİFRE ÇÖZÜCÜYDÜ ASELSAN mühendisleri, uçak tanıma sistemlerinin ''millileştirilmesi'' konusundaki başarısından sonra, benzer bir başarıyı ABD güdümlü elektronik sistemlerinin kontrol dışı bırakılması, uydu müdahalesini bertaraf edecek yeni elektronik sistemlerin geliştirilerek silahlı gücümüzün millileştirilmesi için çalışıyorlardı. Böylece ABD'nin havadaki tahtı sallantıya girmişti. Her üçü de ODTÜ mezunu olan Hüseyin Başbilen, Halim Ünsem Ünal ve Evrim Yançeken, özellikle şifre çözme konusunda oldukça uzman mühendislerdi. |
|
Ikincisi bizim donemden, ucuncusu de is yerindeki daha genc arkadaslarin doneminden. Millet Aselsan'da ne isler yapiliyo saniyo bilmiyorum. Ama muhendisle bilim adami arasindaki fark, hele Turkiye'de, muhendis'in yeni bir teknoloji gelistirmek yerine disarida gelistirilmis parcalarin bir nevi montaji ile yeni urun cikartmasidir. Hamaliye bir istir, bir muhendis gider, digeri gelir, ortada gizli projelerde calisan buyuk Turk dehalarinin ortadan kaldirilmasi diye bisey yoktur; Anadolu Lisesi, Fen Lisesi, Universite, Master derken hayvanlar gibi calisip sonra da hic de hayal ettikleri gibi odullendirici veya rahat bir hayat bulamayan insanlarin bunalimi vardir. |
|
Bir de sifre cozucu diyince akla A Beautiful Mind falan gelmesin, sifreleri ozel cipler yapar ve cozer, onlar da Amerika'dan Avrupa'dan Israil'den cok ozel anlasmalarla alinir. Uzman sifre cozucu falan diyince gulecegim geldi, uzman karinca diyelim. |
cevap ver
kazımkanat
16/05/07
|
tek bir gününü bile planlayamazken ebediyen yaşamak isteyenlerin memleketinde yaşıyoruz sinirlenmeyelim |
|
sifre cozucu diyince hacker sanılmasın diye mi uzman demisler acaba |
|
evet bence öldürüldü benim bu olaydan haberim yaklaşık bir hafta önce oldu ve detayını araştırmaya başladım kesinlikle intihar değil cinayet |
|
"kesinlikle" diyebilmek için araştırmanın başlangıcından ziyade bitimine daha yakın olman gerekmez mi? zira "gazeteci sezgisi" ve haber tutkusu bana çoğu zaman ünlü MİT fıkrasını hatırlatır: çeşitli istihbarat örgütleri çölde ayı bulmak üzerine bir yarışa girişirler, diğer istihbarat örgütleri farklı zamanlarda ayı bulup getirirken, bizim MİTçi arkadaşlar ağzı yüzü dağılmış bir deveyle gelir, deve "yemin ederim ayıyım" demektedir. |
|
ODTÜ lü mühendislerin Ölümü nedenini ODTÜ den araştırmak gerekiyor çünkü ODTÜ de kantini soyulan şair bir arkadaşımıza tehditler savurarak sözleşmesini fesih etmesi için baskı yapılır .şair dostumuz direnince tehdit eğer kantin sözleşmesi fesih edilmesise Oğlunun cebinde uyuşturucu yakalatmakla yurtlar müdürü tarafından tehdit edilmiş ve oğlunun hayatını kurtarmak içim kantin sözleşmesini fesih etmiş jandarmaya durumu anlatmasını istedim ama jandarma ODTÜ yetkilerinin isteği üzerine Kantin Soygununu örtbas edmiş ve yurt kameralarının ısrarla jandarmadan izlenmesini isteyen şair dostum buna karsı kendisine tavır alındığımı anlatmıştı bana arkadaşımızın başından geçenler in sadece bir bölümü bunlar onun için ODTÜlü mühendislerin katili yine ODTÜ de aranmalı |
|
ODTÜ lü Mühendisler Neden intihar ediyorlar yada Öyle gösteriliyor ODTÜ gerçeği öğrencilik yıllarımdan beri kafamda bir soru işareti bıraktı okuduğum dönemde ODTÜ de bir çok soygunlar oldu ama nedense Hırsızlar bulunamadı Örneğin 4 Yurt soygunu Onca bilgisayar Çalınıyor ve Hırsızlar bulunamıyor. Rafiye Karakan ın yurtlar müdürlüğü yaptığı dönemi biliyorum Rafiya karakar Yurtlar müdürlüğünü bırakarak Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına geldiğinde Feyzullah Polat a yurtlar müdürlüğünü teslim ederken ne kadar eksikle teslim etti? daha sonra Dördüncü yurttaki bilgisayarlar çalındı gösterilirken Hangi açıklar kapatılıyordu? Feyzullah Polatın Eğitim derecesi Yurtlar müdürlüğü Yapabilecek kadar bir üst seviyede mi? Her şey birer soru olarak kaldı aklımda ODTÜ de yetişip Aselsan gibi bir yerde işe başlayan Mühendislerin intiharı, Bana yoksa bildikleri bir şeyler vardı da susturuldular, mı sorusunu getiriyor belleğime Bu yıl 27 01 2007 günü yapıldığı anlatılan 3 yurt soyunu okudum internette Kantin işletmecisi olduğunu yazan Abdullah oral ın yazılarını okuyunca aklıma gelen ilk şey neler oluyor ODTÜ de sorusunu getirdi bana ve o yazıdan aldığım adresle abdullah oral a ulaştım Sayfasın da yazdıkları doğru mu? Doğruysa 2006 da 3 yıllık sözleşme yaptığını yazıyorsun öyleyse neden kantin sözleşmesini fesih ettin diye sordum Abdullah oral aynen şu cevabı verdi: Eğer kantin sözleşmesini Fesih etmeseydim Yurt Müdürü Feyzullah Polat Oğlumun cebine uyuşturucu koyarak oğlunun ve kızını ın ODTÜ içinde uyuşturucuyla yakalatarak Hayatlarını maffedeceği tehdidinde bulunduğunu ve bunu da yapa bileceğinin kanıtı olarak ta İşletmekte olduğu 3 Yurt kantininin soygununu anlattı. 3yurt kantin soygunu şu an ne oldu bilmiyorum Abdullah oralın Antolojideki sayfalarına girdim ODTÜ hakkındaki yazıların hepsi silinmiş ve sayfasındaki ilk sıradaki şiiri açtım Ankara da Deniz var mı? Şiiri silinmiş yerine Yine tehdit yazılmış. Abdullah Oral ın sayfasına başka yazılar eklenmedi acaba başına bir şey mi geldi bilmiyorum Eğer Sn Abdullah Oral Yaşıyorsa BU foruma cevap versin Ve ODTÜ lü mühendislerin neden intihar ettiğinin ardındaki sır sanırım ODTÜ içinden çözülebilir Bir ODTÜ mezunu olarak Diplomamın üstündeki bu leke dilerim kalkar Son kez Yoksa ODTÜ de uyuşturucu trafiğini yönetenleri ölen mühendis arkadaşlarım biliyorlarmıydı. aselsan gibi ülkemizin onur kaynağını suçlamak yerine yukarıdaki yaşananları sorgulamak lgerekiyor |
|
herkesin dikkatini aselsana çekerek intihar olarak gösterilen bu olayı yazar arkadaşın anlattığına göre Bu cinayetin ip uçları ODTÜDEMİ? açaba,diyerek gerçektende korkunç birşey mutlaka araştırılmalı sözkonusu olan abdullah oralın gerçekten üç yıllık sözleşmesi varmı? eğer var olduğu halde kantin işletme hakkını yoksayması hayli düşündürüçü bir şey sayın abdullah oral ın bu yazılara cevap vermesini umuyorum uyuşturucu tehditi çok kötü birşey lütfen açıklayaın |
cevap ver
serdengeçti
13/07/07
|
her zaman bşarılı insanlar neden karanlık son ilerlerler diye kendie sorarım aselsan cinayetleri diyorum ki görünen o bireysel başarıların sonununda karanlıklarla örtüştüğünü gösteriyor mühendisler neden intihar ediyor onca başarıyı yakaladığı halde diye artık düşünmek bile istemiyorum sayın bereketin yazdıklarını okuyunca bende aselsan cinayetinin ayaklarının asıl ODTÜ de olduğuna inanmaya başladım ODTÜ de yaşananları okuduğumda pes yani bu kadar olur dedim umarım (bereket ) rumuzlu kişinin yazdıkları dikkate alınır. bir babaya çocuklarının hayatını ortaya koyarak tehditler savran yurtlar müdürü ve bu tehditin adıda cocuklarının cebinde uyuşturucu yakalatmak olunc, bu konu okuyup yorum yazmadan geçmek benim için olmazsa olmazdı. ülkenin en başarılı ünüversitesinde böylesine karanlık işlerin olması çok örkütücü ve bu sorunu yaşayan sanırım Abdullah Oral adlı kişinin 3 yıllık sözleşmesine rağmen işletmeciliğine son verilmesi ODTÜ de mutlaka karanlık işleririn döndüğünü göstermektedir dilerim bu olaylar açığa çıkar. Kantin soygunu hala bir sonuca bağlanıp savcılığa jandarma bildirimini yapmamışsa bu ODTÜ gibi bir ünüversitede neler oluyor orası kurtlr vadisimi diye vatandaş olarak sorma sorumluluğunu yüklüyor bana dilerin feyzullah polat kimse bu yaşananlara bir açıklama yapmak zorunda olduğunun bilincinyle cevap verir birde abdullah oralın eğer yaşıyorda başına birşey gelmediyse 3 yıllık sözlşme gerçekmi veya gerçek değilmi bu yazıyı onaylamasını kamaoyu adına talep ediyorum haşim yılmaz |
|
İntihar ettiği söylenen odtü mezunu mühendislerin katledilme sebebinin Aselsan ile ilgisi olmadığını mı ima edmek istiyorsunuz bilmiyorum yoksa aselsanı savunmak içinmi bu yazılar yazılıyor sorusu takıldı aklıma odtü de yukarıdaki yaşandığı iddia edilen şeyler yaşandımı? abdullah oral işletmecimiydi öyleyse 3 yıllık sözleşmesi varmıydı ODTÜ DE gerçekten 4 yurt soygunu oldumu ve ardından 3 yurt soygunu oldumu Eğer bunlar olmuşsa ve bu sözleşmeler uyuşturucu tehditiyle veya başka bir biçimde sonuçlanmışsa burada 3 yurt işletmecisi abdulklah oralın iddiaları duğruluk payı kazanıyor ki tüylerim diken diken oluyor ODTÜ gibi büyük bir ünüversitede yurtlar müdürü ve eğitim sağlık müdürümü ne o rafiya karakan ve yurtlar müdürü Feyzullah Polat bu anlatılan konulara mutlaka bir açıklama getirmek zorundalar eğer kantin işletmecisi olduğu yazılan abdullah oral adına anlatılanlar doğruysa ODTÜ de çok kirli işler oluyor demektir bunlar mutlak dikkate alınmalıdır Aselsanda calışan mühendislerin katledilmesinin arkasında ODTÜ den birileri olabilir diye düşünüyorum ama bunu tüm ODTÜYE MAL AEMEMEK GEREKİR ODTÜ nün adını kimselerin kirletmeye hakkı yoktur mutlaka büyle bir oyun oynanmışsa bu oyunları oynayanlar mutlaka cezalandırılmalı. |
cevap ver
sandalsefası
14/07/07
|
aselsanda çalışan mühendislerin intiharı sanırım kesin bir cinayet le son bulmuş nedense bu cinayetlerde hedef şaşırma işi olayı aselsanın üstüne atarak kurtulmaya çalışılmış okuduklarım beni buraya getiriyor yazılanların muattabı ODTÜ yurlar Müdürü sn Feyzullah Polat ın bu yaşanan olaylarla nekadar ilgisi var buna bir açıklık getirmeli kantin soygunlarının ardındaki gerçek ne ve neden mühendis gençlerin intiharıyla aselsan suçlu gösterilmeye çalışılıyor yurtlar müdürü uyuşturucuyla birilerini yakalatma tehditi savuruyorsa uyuşturucuyu nereden temin ediyor ve tüm bunlar yaşanıyorsa ünüversitelerde sorunlar büyüyor demektir ve bunca yaşananların mutlaka bir çözümü olmalı |
|
bereket adlı kişinin yukarıda sayfada yazıdıklarına 1de yurtlar bülgesinde gazete büfesinin soygununu eklemek istedim o soygundan da 1sonuç alınamadı gazete büfesi soyulduğunda o akşamki güvenlik elamanı yıldırım bey imiş Yıldırım bey sanırım Yurtlar Müdürü Feyzullah polatın hemşehrisi ve akrabası yani oyunlar coktandır devam ediyordu ODTÜde ve 3 yurt soygunuyla kamoyuna duyuruldu ayrıca abdullah oralın çocuklarına karşı yapılan böylesine aşağılık tehditi yapanları kınıyorum ZERRİŞ |
|
bereket adlı kişinin yukarıda sayfada yazıdıklarına 1de yurtlar bülgesinde gazete büfesinin soygununu eklemek istedim o soygundan da 1sonuç alınamadı gazete büfesi soyulduğunda o akşamki güvenlik elamanı yıldırım bey imiş Yıldırım bey sanırım Yurtlar Müdürü Feyzullah polatın hemşehrisi ve akrabası yani oyunlar coktandır devam ediyordu ODTÜde ve 3 yurt soygunuyla kamoyuna duyuruldu ayrıca abdullah oralın çocuklarına karşı yapılan böylesine aşağılık tehditi yapanları kınıyorum ZERRİŞ |
|
bu cinayetin yaptığı projeyi America da sundukdan sonra Türkiye de sunmak için hazırlandığı günden bi gün önce olduunu biliomydnz.sizce bi rastlantı mı bu.Ayrıca bu proje gerçekleştikden sonra America nı hava alanı ve güvenliği tehlikeye giriodu.diceksinizki neden America da sunuyo.Hüseyin Başbilen projelerinin çounu dünya çapında çeşitli konferanslarla sunarmş sürekli buda onlardan biriidi ayrıca 3ününde ODTÜ den mezun olması arkadaş olmaları birbirlerinn yaptklarını bilmeleri de bi rastlantı diil.ve iananıyormki kimsenn yapabilecei bişey yok eşi bile bu apaçık cinayetden sonra intihar etti diyip 3 gün sonra mal varlıını üzerien geçirmee çalşıoyprsa bize izlemek düşüyo.İNANDIĞIMIZ DÜNYA GERÇEK DEĞİL aklnızdan çıkarmayn ... |
|
gotunuzden basinizdan senaryo uydurmayin.ben o adami cok yakindan taniyorum..benim yanimda millitvekili torpil icin aradi, telefonu yuzune kapatti.onun kadar namuslu..serefli ve isine duskun bir yok...okumaya gidiyom diyerek okullarda sagcilik solculuk oynamayi bosverin..okuyunda kotu oldugunu dusundugunuz feyzullah polattan daha iyi biri olmaya calisin.siz bu kafayla anca dusunce yoksulu kafasi bir giram bile calismayan bu siteye adini veren gercek canavarlardan biri olursunuz. |
cevap ver
devletimbenim
07/02/08
|
galiba siz bu konularda uzman birisiniz ve kendinizden çok emin tavırlarla olaya yaklaşıyorsunuz.Neden öldürüldü bu insanlar çünkü: AMERİKANIN tekerine çomak sokmak üzerydiler.Yeni projelerden bahsediliyor bunlar basit işler değil fakat sizin konuşma uslubunuzda bu memleketi aşağılayıcı bir hal ve durum zezdim galiba siz kendi safınızı çoktan belirlemişsiniz... |
cevap ver
devletimbenim
07/02/08
|
bu insanlar kesinlikle öldürüldü galiba siz çek senet işi sanıyorsunuz GÜZEL ÜLKEMİN MIŞIL MIŞIL UYUYAN İNSANLARINA SÖYLÜYORUM kafanıza yukarıdan bombalar yağmadan filistine dönmeden lübnan olmadan ırak gibi olmadan ne zaman UYANACAKSINIZ NEDEN BU GAFLET UYKUSU herşeyi biliriz fakat hiç birşey yapmayız hazıra alışan toplumlarda bunlar normaldir el ele verelim diyen yok : HEP BANA HEP BANA ZİHNİYET... |
|
Gecen cuma gunu bu olduruldugu iddia edilen muhendislerin uzerinde calistigi iddia edilen projenin Aselsan tarafindan yapilmasina degil Amerika'dan hazir alinmasina karar verildi. Savunma Sanayi Mustesarligi'nin aksine israrina ragmen, Hava Kuvvetleri Komutanlari'nin israrlari uzerine. Boylece disariya bagimlilik konusunda yeni bir cigir acilmis oldu. Goruldugu gibi kimsenin oldurulmesine gerek yokmus. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'den alınacak yeni 30 adet F-16 savaş uçağına takılacak elektronik harp cihazları konusunda yaşanan, "Yerli mi olsun, yabancı mı?" tartışmasına son noktayı koydu. Erdoğan, F-16'lara ABD'nin ITT firması tarafından üretilen elektronik harp cihazlarının takılmasına onay verdi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı da F-16'ların üzerine ABD'nin önerdiği gibi ITT marka cihazların takılmasını istemişti. Savunma Sanayii Müsteşarlığı ise (SSM), Aselsan tarafından üretilen cihazların takılmasını savunuyordu. ITT firmasının tercih edilmesinde, daha önce Türkiye'de üretilen sistemlerde gecikme yaşanması ve envanterdeki uçakların 2010 yılında yenilenmesinin planlanması etkili oldu. Uçaklara milli yazılıma sahip sistemlerin takılmasını savunanlar, şu görüşü dile getiriyordu: "Daha önceki gecikme, 2001 ekonomik krizinde ihalenin sonuçlanması için gerekli kararın zamanında alınamamasından kaynaklanmıştı. Şimdi üretim Aselsan, dolayısıyla devlet kontrolünde. Üretim ve teslimatın zamanında yapılacağı konusunda yazılı garantiler verilmiş durumda. 20 yıllık emek boşa gitmemeli." Türkiye, kendi savaş uçaklarına, milli elektronik harp cihazı üretmek amacıyla 1987'de MİKES şirketini kurmuştu. 2001 krizi sonrası hisseleri Aselsan tarafından satın alınan MİKES'in ürettiği ALQ 178V serisi cihazlar, Türk jetlerinde halen kullanılıyor. ITT marka ALQ-211V serisi cihazlar ise daha yeni bir sistem. Ancak, bunlar henüz ABD Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara takılı değil. Helikopterlerde kullanılan elektronik harp sisteminin uyarlanmış bu modeli, yalnızca ABD'nin Katar, Umman, Şili ve Polonya'ya sattığı son F-16 serileri için kontrata bağlanmış bulunuyor. Cihazın gizli haberleşmeden, dost uçağı düşmandan ayırmaya, düşman haberleşmesini köreltmeye kadar birçok işlevi var. |
|
3 olaya da tanığım. hepsi intihar, gözlerimle gördüm. |
|
gözler yalan söylemez |
|
real eyes realize real lies :P |
boşlukları doldurun
bunlara da göz atabilirsiniz:
|
otarafa: Leman'ın kapagı | butarafa: habereyorum |
iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları |