otarafa: Troubadour butarafa: Urbs and cutex
birgün bu kopkoyu faşizmden sağ çıkarsam kendime ne söyleyeceğim?


uslu bir oymağın boğumlarından soluğumu esirgiyorum.


metin: yurdakul
levent kavas*
çizen: ahmet orhan

*kahve ile nargile
adlı kitabından 

maalesef defunct
http://cinnet.org/


cevap ver  kazımkanat   15/07/08
mizah insanları yargılamamalı diye düşündüm
bi de hadi bize katıl haklı biziz haklı olan bu gibi uyduruk seyleri hiç 
sevmiyorum

nerden biliyosun abisi
mizah nereden çıktı abi,
kim kimi yargılamış?
içinden keşke geçmekle
birlikte ne olumlayan ne
de olumsuzlayan dikey bir
iç ses duydum ben sanki,
yeniden başlanamaza
yeniden başlama çabası
değil ama, katılım
çağrısı hiç değil, daha
ziyade he danced his did
ya da time nevers, bir de
bir şiir...
cevap ver  kazımkanat   15/07/08
sanırım bu kara mizah
yargıladığı da durumdan daha cok okuyan gibi geldi bana
resimli şiir diyorsan başka
bir sürü yargı cümlesi var bana göre 
su cümle süper mesela
"sen sınıfının sıradan tepkileriyle davrandın
bağışlanmasa da açıklanabilir bir durum"

hacım diye sorarlar neyi bağışlamıyorsun
sana demiyor ihtimal,
kendime dedim diyor:
kendime ne söyleyeceğim? 
demediklerinden yargı
çıkartmaya çalışırsak
eğer: topuyla tüfeğiyle
ahlakının haritasını
asanlara karşı kendi
etikinin haritasını
asıyor olabilir: buna
karşı dahi
göller nehirler
dökülecek diye korksak da
haksız sayılmayız belki,
sınıfçak hem de. ama
bunları demiyor işte,
ration, passion, nation
demiyor, okkalı bir kahve
ve nargile söyleyeceğim,
onu diyor.
cevap ver  kazımkanat   17/07/08
Sanırım sorun taraf olmakla ilgili

Milan Kundera'nın gülüşün ve unutuşun kitabı adlı romanın Melekler başlıklı 
3. Bölümünün 5. kısmında taraf olmakla ilgili bir hikaye var. 

Ingeborg bachman'ın iktidar iki kişi arasındaki ilişkide başlar lafından 
etkilenerek bu yazar ve çizerlerin tahmin ettiğim eğilimindeki birliktelik 
halka bereberliklerine katılmanın benim için istenmedik bir şey olduğunu 
söylemeliyim 

Empati ve fikirleri yayma, ikna amacı olmadan bişeyler üretmek-yayımlamak 
zordur bence, dolayısyla kendi kendine konuşurken ben okuyucuları 
yargıladığı kanaatindeyim.

bana göre eski anlamda bir sınıftan bahsedilemezken 
karikatürde sınıfın kalıp davranışllarına tutumlarına uymakla itham ediyor 
kendini dolayısıyla seni beni
hakkı var mı böyle birşeye

ben sol görüşlü insanların (muhafazakarlar ya da çoğu liberaller zaten 
default öyle) sadece söylem sol diye benim kolayca kabullenmeyeceğim bir 
çok seyi benimsediğini gördüm.

sunu söylemek istiyorum ister sağ ister sol olsun örgütlü toplu bir harekete 
katılmak başkalarıyla fikir birliğine varmak bunun üzerinden insani ilişkileri 
geliştirmek ve siyasal örgütlenmeye gitmek bence kişi için zararlıdır.
ben böyle bir şey içinde olmam 

olsam bile sol tarafta hiç olmam

nekadar cok insan özgürlükten bahsediyor
aslında sol yok, sınıf da
yok, eyvallah, ama
devletin hastanesinde bir
ameliyatın bıçak parası
üç bin avro, özel okulun
yıllık parası yirmi dört
milyar. neyse, para değil
aslında mesele, belki
toplumun kendini yaşatmak
için izin verdiği,
vermediği akışkanlıklar,
verme ve vermeme
biçimleri. ama ne
bileyim, enngenellersek
hiçbirşeyin önemi yok
tabii, ne diyeyim. (yine
de, keşke bakkal olsaydım
da o doktora ekmeği üç
yüz ytlden satsaydım
geçiyor içimden...)
"kahve ile nargile" bir
kitap aslında, çizgisiz.
yazarı kendi tanık olduğu
-ve dolayısıyla bizim
ıskaladığımız- dünyayı
anlatıyor. özgürlük,
evet, insanın boğazından
kolayca çıkıveren birşey
olmasa gerek, biraz onu
anlatıyor.
cevap ver  ander   18/07/08
Arkadaşlar, iki şeyi
birbirine
karıştırıyorsunuz gibi
geldi. Birincisi "sınıf
temelli bir bakış" zaten
bazı açılardan sorunlu
olduğunu kabul ederek,
yani açmazları olan bir
bakış olduğunu kabul
ederek ve ancak bir takım
verilerin hadiselerin
insan ilişkilerinde
kendini devamlı olarak
(ve sanki o an'a aitmiş
gibi olduğundan bilinen
birşey değil de yeni bir
şeymiş gibi)
göstermesinden ötürü ele
alınan bir bakış. Bunu
meta üzerinden
örneklendirmeye gerek
yok. Bir takım şeyler
sınıf varlığına
ilişkilerde işaret eder
bunu biliyoruz.

Türkiye'de "sınıf yok"
demek saçma çünkü bir çok
diğer şey gibi, sınıf
denilen şey de tarihsel
bir süreç içinde kendini
var ediyor. Bir hak
davasının kendini
şimdi-şu an
konuşulanlarla,
edilenlerle var ettiğini
söylemeyeceğimize göre
biraz böyle yaklaşmak
lazım. Osmanlı-Türkiye
toplumsal tarihinde sınıf
kendini bir yokluk
olarak, bir etkisizlik
olarak kendini
gösterirken devletin
bunda etkin bir rol
oynaması ile çıkan bir
çatışma var. Ve bir
şeylerin olmamasının, bir
siyasal alandaki ayrışma
neticesiyle, kesimlerin
konuşamamasından ortaya
çıkan bir hadiseden
bahsedebiliriz. Bu yüzden
"Türkiye'de sınıf var ama
klasik anlamda yok" demek
de yanlış. Elbette
klasiği yok, Avrupa'dan
herşeyimiz farklı. "Klasik
anlam" zaten ne demek ki?

Ancak bunun sağı ya da
solu oldupundan da
şüpheliyim. Böyle
ayırmanın da doğru
olmadığını, bu iki
tarafında sınıf sorununa
farklı ve çözüme giden
yaklaşımları olduğunu
düşünüyorum. Ancak
iktisadi olanın, kendini
kültürel, ahlaksal ve
ideolojik olarak yeniden
kurguladığını söylemek
kesinlikle yanlış değil
ve buna göre kurulan
yapılan şeylerde, ele
alınan soruna göre neleri
görmekte fayda vardır,
konu budur. Buna bir
örnek cemaatçiliktir.
Bunun gerçekten iyi
yanları, daha doğrusu bir
çözüm olabildiği alanlar
bulmak mümkün (her ne
kadar öyle olmadığını
söylesek de). 

Bir şey daha: kazımkanat,
kağıt toplayanların
(kağıtçılar mı deniyor)
hepatit c olduklarını
söylemek tam da bir sınıf
koduna işaret değil mi??
sınıf demek sadece işçi
sınıfı, yoksul sınıfı
değil aynı zamanda bir
burjuva da demek. ve bu
da tam da kendini bir
koku savaşı bir pislik
savaşında kendini
gösteriyor olduğunu
söyleyen bir şey sınıf
çalışmasının kendisi. bir
hijyen sorunu vs vs.. 

Yani evet sınıf temelli
bakış saplantılı bir şey
gibi durabilir ama zaten
alayımız kendimizi bunun
içinde gayet obsesif
şekillerde bulabiliyoruz.
Tam da bu noktanın
açılımlanıyor olması
rahatsız edici olsa da
burdan bir şeyler
çıkarmak, bir yerlere
varmak mümkün.
cevap ver  c   20/07/08
"mizah insanları
yargılamamalı"
ya kazım'ım sen eskiden
daha düşünerek yazardın,
gittikçe bi...
her kahkaha yargı değil
midir? mizah
yargılamayacak da ne
yargılayacak, mahkemeler mi?

parmağıyla gösterip
katıla katıla güler mizah
ve bu yargıdır, gırgır
yargısı, yargırgır
cevap ver  c   20/07/08
ama yukarıdakine dair
haklısın çünkü yukarıdaki
mizah değil, karikatür
kılığına girmiş sıkıcı ve
dümdüz bir söylem

resimlerle saklamaya
çalılıyor bayağılığını
cevap ver  c   20/07/08
"sunu söylemek istiyorum
ister sağ ister sol olsun
örgütlü toplu bir
harekete  katılmak
başkalarıyla fikir
birliğine varmak bunun
üzerinden insani
ilişkileri  geliştirmek
ve siyasal örgütlenmeye
gitmek bence kişi için
zararlıdır.
ben böyle bir şey içinde
olmam "

neden zararlıdır? nasıl
bir zarar bu, nasıl bir
kişiye?
cevap ver  kazımkanat   20/07/08
mizahın yargılamasına bişey dediğim yok
insanları hedefi yapmasın

"bence" eser olmasını istedğin bu tip üretimlerde -örnek olarak veriyorum- 
kızını niye okula göndermiyosun niye pazarlıyorsun niye namus davasına 
öldürüyorsun bunlar yanlış arkadaş yapma diye insanları yargılayan ifadeler 
yersiz haddini aştığı için de kaba

çünkü öyledir.
adamın sorumluluğundan bahsedemezsin 
başka türlü olamaycağı için insanlar öyle olmuştur.
yargıladığın insanların yaşadıklarını aynı şekilde yaşasan üç aşağı beş 
yukarı senden de aynı sonuç çıkar
yazdığın yazıda insana oynayıp tüm sorumluluğu ona atıp işi 
edebileştiremezsin

"bence" yapılması gereken 
ki ben bunun da gereksiz bir çaba olduğunu düşünüyorum (bu başka bir 
konu ama)
insanın o öznel durumundan bağımsız onu o duruma sokan sistemin 
eleştrilmesi gerek (ama bence cok manalı değil)

insanlar içinde yaşadıkları sistemin makul kabul ettiği bir çeşit deliler 
grubudur bana göre 
(ara sıra suç da işleyebilir yakalanırsa cezalandırılır, belirli bir üretimi 
tüketimi -bir maliyeti- vardır falan)
ve bir deli de eleştrilemez, ya da çirkin gelir bana 
çünkü değerli olan bişey varsa o da insandır

yukardaki yazı hedef olarak insanları alıyor bence kendine 
ben de bunu beğenmiyorum.

bir de üniversitler (sosyal bilimler) yuzyıllar önce yerin altında kalmış cin 
seddini kazıp ancak onun ucuna bir taş eklemene izin veriyorlar ama 
yıkmana asla

halbuki o şey yerin altında kalsa cok uzakları görebileceksin gibi

anlaşılması için abartarak söylüyorum 340 yıl sonra sınıf teorisi olan biteni 
açıklmakta ne kadar başarılı olacak.
bana bişeye yaramayacak gibi geliyor
neden şimdiden değiştirilmesin öyleyse 
ya da üniversiteler neden sadece "yöntem"in öğretildiği kurumlar olmasın

düşündüklerimi burada anlaşılır bir şekilde anlatamam 

ander sen de hep bişeyleri bişeylere karıştırdığımızdan süpheleniyorsun
cok cüretkar değil mi söylediğin belki de karıştırmıyoruzdur

iktidar iki kişi arasındaki ilişkide başlar 
dayatma da maalesef
cevap ver  kazımkanat   20/07/08
sunu da eklemeden yapamayacağım
alan sokal'ın önemli-saygın bilimsel yayınlardan biri olan social text'te 
uydurma bir makale yayınlması ile herkesin bel bağladığı bilim 
dedikleri şeyin nasıl da önmesiz bişey olabileceğini gözler önüne 
sermesinden sonra konuyla ilgili yaptığı su açıklama önmelidir bence

but why did i do it? i confess that i'm an unabashed old leftist who never 
quite understood how deconstruction was supposed to help the working 
class. and i'm a stodgy old scientist who believes, NAIVELY, that there 
exists an external world, that there exist objective truths about that world, 
and that my job is to discover some of them."
cevap ver  ander   20/07/08
şunu evvelden yazcaktım
fakat sen bir şey demeden
yazmayı da gerek
görmedim. kazımkanat,
sınıf kuramı üzerinden
konuştuğun zamanlar
oluyor bunu söylemek
istedim. yoksa zaten bir
sınıf dayanışmasından
bahsedilecekse hakkaten
bunu -bilerek ya da
bilmeyerek- gayette buna
taraf olduğunu düşündüğüm
birisisin.

rahatsız olduğum "taraf
olmak" ve sınıf teoremini
alakasızca köşeye
atmanız. solla sağla
alakası yok bunun. sınıf
çalışmaları, maduniyet
çalışmalarının bir
koludur bana göre ve bu
gayet efektif bir analiz
"yöntem"idir. nasıl
kullanılır mühim
olan bu.

karikatür bana göre güzel
çünkü konuşamayanlar
(özürlüler) ağzından
birşeyler söylüyor ve
lafı boğazında kalanlar
için KENDİLERİNE bir
açılım sunabildiğini
düşünüyorum. "güldürü"nün
de bir gerçek bir savaş
alanı olması, bir "öc
alma alanı" olması garip
değil. öte yandan satirik
komedi denen şey de
sinikliği (cynical)
aşabildiği sürece
başarılıdır diye
düşünüyorum ve buna
iktisadi bir ilişki
içinde bakmak sınıf
çalışmasıdır. örnek,
belki geyik olcak ama,
inek şabanla recep ivedik
olabilir mi? her neyse..
karıştırdım biraz ve
sanırım eğlenceli olmadı.
cevap ver  ander   20/07/08
e tamam işte alan sokal
gayet güzel cevabını
vermiş neden böyle bir
-gereksiz çalışmayı
yaptığını. bana adam onu
eleştirenlere bir cevap
vermek istemiş gibi geldi.

bi de namusla vs ne
alakası var karikatürün
anlamadım.
cevap ver  kazımkanat   20/07/08
sınıf TEOREMi ne lan
kuram ya da teoriyi kastetin herhalde
karıştırdığımızı zannettiğin seyle ilgili de ne marksistine ne de başka 
bişeyine inandığımı söyleyebilirim sınıf teoreminin

gücüm olsa su maduniyet-subaltern-marksist-postmodern laflarının hepsini 
kaldırmayı isterim
biliyorum basit kalıyor benim düşüncelerim ama herşeyin karmakarışıkmış 
gibi gösterilmesinden cok canım sıkılıyor

alan sokal örneğini kişilerin hangi taraftan olduklarını umursamadan nasıl 
bir dünyada yaşadığımızı anlamak için vermiştim. hoşuma giden adamın 
naive ifadesini kullanmasıydı

namusla bi alakamız yok 
hatalı insan örneğinin daha iyi anlaşılması için öyle söyledim 

cevap ver  ander   21/07/08
yek yeaa

düşüncelerin basit olması
yüzünden güçsüz olması ne
demek lan??
sittir et abisi.
cevap ver  c   21/07/08
"çünkü öyledir.
adamın sorumluluğundan
bahsedemezsin 
başka türlü olamaycağı
için insanlar öyle olmuştur.
yargıladığın insanların
yaşadıklarını aynı
şekilde yaşasan üç aşağı beş 
yukarı senden de aynı
sonuç çıkar
yazdığın yazıda insana
oynayıp tüm sorumluluğu
ona atıp işi 
edebileştiremezsin"

anlıyorum ne demek
istediğini ama dediğin
üzerinden yargılayanı da
yargılamamak gerekmiyor
mu? o adam da yaşadıkları
yüzünden yargılamıyor mu?
onun yargılayış biçimi
öbürünün bilmemne
biçiminden neden daha az
"masum"?
sen de tüm sorumluluğu
yargılayan
adama atıp işi
bitirmiş olmuyor musun
burada?
cevap ver  c   21/07/08
bugünkü şiirimi de
alperin süper sikriptine
adıyorum
cevap ver  kazımkanat   22/07/08
beğenmiyorum benden uzak olsun demekle böyle böyle yapmalısnıza 
getirmek farklı seyler ama dediğin doğru

asıl tavır dediğin gibi olmalı

alper ben de şiir yazmak istiyorum


boşlukları doldurun


bunlara da göz atabilirsiniz:

otarafa: Troubadour butarafa: Urbs and cutex

iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları